• iliğimi kuruttun deme hali..
  • yılmaz erdogan'ın şiirii şöyledir;

    sus pus olmuş, puslu bir istanbul muydu yüzün, yoksa çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne dolmabahçe'de, çay tadında.... divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında, tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu. ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama
    yüreği takvim yokuşlarında....

    sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı, sesinin sesimde yankılanmasının.. sanki perdedekine üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün içime.. yalan! sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe seyrediyorum...

    kadın, beyoğlu'nun bir kış akşamında, üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan muzdarip yürüyordu.. adam da.. yürümek hiçbir şeyi
    çözmüyordu, bazı aralık akşamlarında... parmağında yaralı bir öyküyü taşıyordu adam.. kadının yüzünde bir hüzün... hüzünlü aralık akşamında bir yüzük... yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti..
    .. soğuğun ve karanlığın vehameti!

    hayatı, bir başkasının pantolunu gibi, küçültülmüş, daraltılmış.. ilk sahibinin o pantolonla yaşadığı şeyler, yani pantolonu pantolon yapan anılar, bazı ilkbahar bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen
    yazlar... hepsi daraltılmış.. yaşananlara bir beden büyük geliyor artık hayat!

    bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık olmak içinse erken.. beni sevda yerimden vurdu yine zaman.. şimdi sana söylenecek tek cümle:

    bende sana yetecek kadar ben kalmadı.
  • idim seni lime lime edecek demenin kibarcası.
    (bkz: ira furor brevis est)
  • vurgu "sana" kelimesindedir. artık niyet "o"na dır, "onlar"adır. bu cümleyi duyup da duygulanmama hakkına sahipsinizdir.
  • "o kadar benmerkezcisinki bendeki ben bile sende kaybolup gitti. bittim mahvoldum" deme hali.
  • belki de (bkz: sen bana fazla iyisin) demenin baska bir yoludur.
  • "ümitlerim vardi, küçücük şeylerden kocaman sevinçlerim. bir sese kalp çarpıntılarım, bir söze ömürlük inanışlarım. uzattığın eline yürüdüğüm anmış kendimden vazgeçişim, bilememişim. beni ben yapanları tüketişlerim, seni mutlu edenleri sınırsızca ayaklarına serişim... sonunda yerlerde sürünen; beslenmedikçe tümüyle yitirilen kendim... bende sana yetecek kadar ben kalmadı; aynadaki her sabah suratsızca beni selamlayan bir yabancı..." demektir...
  • - bende sana yetecek kadar ben kalmadi..
    - kendine gelince yettiriyorsun ama..

    (bkz: yedin bitirdin beni)
hesabın var mı? giriş yap